Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Olmayışların Ağıtı

Resim
Göz altlarındaki çöküntüler, zihninin en ücra yanlarının bile kıvrandığının yakarışıydı. Bayat, soğuk  kahvesinden bir yudum aldı. Ruhunun çatırtısını susturmak ister gibi soluksuz konuşmaya başladı. ' İnsanoğlu acı bir ağıtla gelir dünyaya. Yaşam ise bir tahammül döngüsüdür. Canlı kalan her zerreni yavaş yavaş kaybını yaşayarak bir his düşümüne sürüklersin. Yaşını yıllar aldıkça tahammülün azalmaya başlar, belki de seni dilhun hale getiren hastalıklar bu tahammülün sızılarıdır, çığlıklarıdır. Ve ruhun da, zihnin de kasveti barındıran insan her zaman acıyla alâkadar olmaya mahkûmdur. Zamanla ruh acıya vurdumduymaz bir tavır takınır, hiç yokmuş gibi. His kaybı yer edinir ve his yoksunluğu öyle bedbaht bir durumdur ki, acıya dahi özlem duyarsın. İnsan zaman birikintisidir ve -asıl- ben taştım bedenimden. Soyutlanmış gibiyim fiziki varlığıyla hüküm süren her şeyden. Kafamın içi dünyaya duyduğum tiksintiden infilak etmek üzere. Ve anlaşılamamak ne kötü ve anlayamamak kendini. Art